15 Şubat 2016 Pazartesi

Yazar OOR Turkey |

Röportajı yapan : Leyna Miyakawa
Yayın tarihi : 06.Ekim.2014 

Biri Japonya’da ve yurtdışında değişim yaratan Crossfaith ve diğeri hem ülke içinde hem de dışında hızla katlanarak artan bir hayran kitlesine sahip ONE OK ROCK. Ebisu Liquidroom’daki iki grubun tek sahneyi paylaştığı heyecanla beklenen konserin başarıyla sona ermesinin ardından kendileriyle röportaj şansı yakaladık! Crossfaith’ten Kenta Koie ve ONE OK ROCK’tan Taka ile yaptığımız özel röportaj karşınızda. 

“Japonya müzik sahnesine daha fazla heyecan taşımak ve birçok şehirle hislerimi paylaşmak istiyorum” -Taka


── Bildiğim kadarıyla ONE OK ROCK Vans Warped Tur’a katılmadan önce (daha önce orda bulunan) Crossfaith’e tecrübelerini sormuş.

Taka : Evet. Ebisu Liquidroom konseri posteri için fotoğraf çekildiğimiz gün konuştuk hatta. Onlara tonlarca şey sorduk. Bize çok stresli olduğunu anlattılar. 

Ken : Her şeyi anlattık. Mesela yemek için bile nerdeyse 1 saat sırada beklememiz gerekiyordu. 

Taka : Ve dayanılmaz bir sıcak vardı, nerdeyse ayakkabılarımız eriyecekti…

── Böyle bir şey gerçekten oldu mu?

Ken : Las Vegas’tayken yaşadık. O kadar sıcaktı ki ayakkabılarımız sahnede eridi. 

Taka : Sıcağın hiç şakası yoktu. Ama en çok “Bir kere gidip kendiniz tecrübe edince çok eğleneceksiniz. Diğer taraftan eğlenceli, idare edersiniz” demeleri beni tedirgin etti. Herhalde bu yüzden başka bir şey sormadım. 

── Bu sayede duygusal olarak kendini hazırlamışsındır.

Taka : Doğru. Stresli bir rutin vardı ama düşündüğümden daha kolaydı.

── Yurtdışında farklı gruplarla performans göstermek Crossfaith ve ONE OK ROCK’a hiç ilham verip yeni şeyler öğretti mi? 

Ken : Mesela ana grup olan Bring Me The Horizon’la turdayken sahne performanslarını izleyebildik. Bizde bunu yakalama isteği yarattılar. Normalde ben konserlerimizde özel efekt veya siyah konfeti atılması tarzı şeylerden hoşlanmıyorum. Bana bir şekilde sahte geliyor. Ama orda buna kendi gözlerimle şahit olunca havalı geldi. Böyle küçük detaylardan bile öğrenilecek çok şey var. 

Taka : Amerikalı gruplar ufak şeylere takılıp canını sıkmıyor ve daha rahat olmaları ana özellikleri. Oraya gidip bunu kendim görünce verimsiz olmayı düşünmeyerek daha üretken olduklarını fark ettim. Japonya’ya döndüğümde bu hisler Japonlara özgü olumlu özellikler üstüne düşünmemi sağladı. Amerika’da veya Japonya’da her şeyimizi ortaya koyuyoruz, Japonya ve Amerika konserlerimiz arasındaki uçurumu kendi çabalarımızla kapatmaya çalışmak iyi bir deneyim oldu. 

── Yani Japonya’daki ve yurtdışındaki konserler arasında farklar var.

Ken : Ülke ve konser alanı başlı başına farklı zaten, ama asıl anlatmaya çalıştığım etrafındakilerin de farklılığı. Vans Warped Tur üstüne konuşursak günlük rutine ayak uydurabiliyorduk. Ama hayranların tepkisi her gün değişiyordu. Bu yüzden günlük olarak tema belirlemek ve bunu sürdürmek çok önemliydi. Bu tarz bir tecrübe bizi her yerde konser vermeye hazır hale getirdi. Japonya’ya göre sorunla dolu birçok yer vardı. 

── Öyle mi?

Ken : Evet. Sadece Vans Warped Tur sırasında değil, her yerde sorun yaşanabiliyor. Mesela Avrupa’daki hiç ekipmanı olmayan küçük kulüp gibi, DJ için bile kablo yoktu ki günlük yemeğin çay olması konusuna hiç girmeyeyim. Böyle durumlar bizi daha da güçlendirdi. 

── Yani teknik sorunlar da yaşanabiliyor.

Taka : Defalarca yaşadık. Vans Warped esnasında Ryota’nın basına olanlar gibi, turun yarısında sesi çıkmadı. (Ç/N: Temassızlık gibi bir sorundu sanırım. Hatırlayamadım) 

Ken : Las Vegas sahnemizde Warped turun başından beri kullandığımız bilgisayar sıcak hava yüzünden bozuldu. Böyle aksiliklere karşı yanımızda ipod getirmiştik, ama o da çalışmadı.

── Bu durumu nasıl aştınız?

Ken : O kısımları konuşarak doldurdum. O gün hava 45 derece sıcaklıktaydı. Bring Me The Horizon ve August Burns Red gibi ana sahneler ve aynı bilgisayarı kullanan diğer gruplar da aynı sorunu yaşadı. Onların seviyesindeki grupların bile ses çıkmaması gibi bir sorunda sakin kalması ve Taka’nın söylediği gibi idare etmesi gerekti.

Taka : Japonların önlem alma huyu vardır. Bizim aksiliklere karşı hep B ve hatta C planımız olur. Ama Amerika’da böyle şeyler yok.

Ken : Şöyle diyebiliriz, eğer devam edemeyecek durumdaysan bile elinde ne varsa onunla idare etmelisin.

Taka : Amerikalıların yaptığı şey bu. Biz sahnede ciddi bir sorunla karşılaştığımızda en iyi performansı ortaya koyabilmek için insan gücü kullanırız. 

── Bu kesinlikle bir Japonya turunda yaşayabileceğiniz türde bir tecrübe değil. 

Taka : Ryota’nın bas sorunu devam ediyordu. Bu nadir durumu (*turu) yaşamak için Amerika’ya tüm o yolu gelmiştik, bu yüzden sesin gittiği yerlerde insan gücü kullanalım diye konuştuk.  Japonya’ya döndüğümüzde konuşurken karşılaştığımız bu beklenmedik sorunla sağlam bir duruşla başa çıktığımız konusunda hepimiz hemfikirdik. Çok ilkel olmasına rağmen.

Ken : Ama aslında çok kritik, büyük konserlerde de yaşanabilir. Büyük bir konser için ne kadar hazırlık yapılsa da beklenmedik sorunlar her zaman çıkabilir. Gerçi şöyle bir detay da var, böyle şeylerin yaşanması da gerekir.

── Yaşadığınız zorlukları sormuşken, daha büyük şansızlıklar olabiliyor mu diye merak ediyorum. 

Ken : Birçok şey var. Ekipmanları taşıyan araba bozulabilir, ekipmanlar konser alanına ulaşmayabilir ya da tur otobüsü yolda kalır, grup sahne saatini kaçırırsa turu tamamlayamaz. 

Taka : Biz değil ama başka bir grupta böyle bir sorun görmüştüm. Ana sahnedeki Falling in Reverse grubuydu. Bir anda turun ortasında ortadan kayboldular. 

── Ne, gerçekten mi?!

Taka : Yanılmıyorsam grubun vokalisti Ronnie Radke Kanada’ya alınmamıştı.

── Muhtemelen Ronnie bir ara Escape The Fate ile birlikteyken bela çıkardığı içindir…

Taka : Ama çok ilginç bir adam! Çok katı ve tam bir mükemmeliyetçi, ama şarkıları çekici ve dinlemesi, söylemesi zevkli şarkılar.



── (Crossfaith ve ONE OK ROCK olarak) Birlikte çalışmanızın size katkısı oldu mu diye merak ediyorum. 

Taka : Ona daha fazla saygı duyamazdım herhalde. 

Ken : Ben de aynı hissediyorum. Yurtdışında bana “Japon gruplardan kimleri önerirsin?” diye sorulduğunda aklıma ilk ONE OK ROCK ve Coldrain gelirdi. Aynı yaştayız ama onların (ONE OK ROCK) ışığını görmek bende takdir hissi yaratıyor. Ama Taka bazen tuhaftır (*cinstir) (gülüyor) 

Taka : Sen de tuhafsın (gülüyor). Ama yurtdışı aktivitelerini düşününce ONE OK ROCK’ı Crossfaith’in çömezi olarak görüyorum. Yurtdışı aktivitelerinde bize onlar öncülük etti. Bizim ilk seferimiz tam bir fiyaskoydu. Bazen Japonya’da da böyle bazı anlar olur ve sonuçta karşındakiler de Japon olduğu için Japonca konuşman yeterlidir. (Yurtdışında) Henüz yeni olduğumuz için kalakaldık. Ama Crossfaith üyeleri çok ümitsiz bir durumda olmalarına rağmen tüm motivasyonlarıyla devam ettiler. Mesela her şeyden önce İngilizceniz sıfırdı, değil mi?

Ken : Evet, İngilizce konuşmak imkansızdı.

Taka : Ama hepiniz öğrenmeye odaklandınız ve şimdi röportajlarda rahatça İngilizce cevap verebiliyorsunuz. Bunu görmek bana güçlü bir motivasyon sağladı. Müziği bir tarafa bırakırsak konserlerimize gelen genç insanlar için bile Crossfaith saygı duyacakları bir grup. Yurtdışına çıkmak genç neslin müzik için olmasa bile hep istediği bir şeydir. Crossfaith’in yapmakta olduğu şeye saygı duyma sebebimiz buydu. 

Ken : Açıkçası bu kadar düşünmedik (gülüyor). Yurtdışına çıkmayı kafamıza koyduğumuzda bunu gerçekleştirebilmek için her şeyi yaptık. Oraya sonunda gidebildiğimizde, mesela İngiltere ziyaretimizde tur otobüsü bulamadığımız için tüm yolu minibüsle gittik, konser alanına varmak için 17 saat harcadık. Ama gene de eğlenmiştik. Az önce Taka’nın da söylediği gibi yurtdışına çıkma hedefi birçok farklı olasılık demek. 

── Crossfaith ve ONE OK ROCK’ın en son aynı sahnede olmasının üstünden 2 yıl geçti. 

Taka : Doğru. 2012’de Osaka, Nanba Hatch konseriydi. Crossfaith o zaman zaten çok tanınıyordu, oldukça takdir ettiğim bir gruptu. Onlar gibi gruplarla çalışmayı çok istiyorduk. O zamanki bizim sahnemiz olunca onları biz davet etmiştik.

Ken : Bize ilk sorduklarında, “Ne, mümkün olur mu ki?! ONE OK ROCK hayranları Crossfaith dinler mi?! Olsun, boş verin, yapalım!” şeklindeydik (gülüyor) Başta ONE OK ROCK’ı pek tanımıyordum. Ama onların oldukça iyi olduğunu anlattılar. 

Taka : Beni görünce “Şu küçük olan mı şarkı söylüyor yani?!” demiştiniz (gülüyor). 

Ken : Ama şunu da söyledik, “Yokohama Arena konserlerinde tüm biletler tükenmiş! Biz onları nasıl hala bilmeyiz!” (gülüyor). Ama bir gün Shinkiba Studio Coast konserinizde sizi ilk defa gördük. Tüm bakış açımız değişti ve karşımızda mükemmel bir grup olduğunu fark ettik. Hiçbir şarkılarını bilmiyorduk ve müzik türleri bizden farklıydı, ama harikaydı. Onlarla aynı sahnede olabilmeyi iple çekmeye başladık ve Nanba Hatch için davet ettiklerinde duraksamadan evet dedik. Sonrasında tekrar birlikte sahne alma şansımız olmadı, ama sonunda bu sefer bir araya gelebildik. 

Taka : Bu konsere katılan ismin Crossfaith olmasını istiyordum ve bu düşüncem gerçek oldu. 

Ken : Biz de eğer bizi çağıran ONE OK ROCK olursa kesin gideriz, diyorduk.


── Bu konser hem hayranların hem de grupların uzun süredir beklediği bir şeydi anlaşılan.

Ken : Hayranların bakış açısından konuşursam, rock sahnesinde ONE OK ROCK ve Crossfaith gibi bir ikili biraz beklenmedik. Bu iki grubun Ebisu Liquidroom sahnesindeki düellosu tam bir gösteri olurdu. Hem ONE OK ROCK hem de Crossfaith yurtdışına çıktı ve her iki grup üyeleri birbiriyle iyi arkadaş. Hayranların bunu bilmesini istiyorum ve bizimle eğlenmeye devam etsinler. 

Taka : Yurtdışında gördüğümüze kıyasla Japonya’daki hayran kitlesi hala küçük. Daha fazla şey denemek istiyorum. Amerika’da müzik sektörünün nerdeyse hep yeni gruplarla gayet iyi yapılandırılmış olduğunu gördüm. Burada Japonya’da da böyle bir yapılanma var, gruplar büyüdükçe daha fazla ülkeye ulaşmak istiyor.

Ken : Aynen dediğin gibi. Ve ben de ONE OK ROCK ile ortak bir yurtdışı turu yapmak istiyorum. 

── Muhteşem olurdu!

Ken : Japon Expo’ya giden, Japonya kültürüne aşina olan seyircilerle sınırlı kalmak istemiyorum, rock müzik seven ve sadece kendi ülkesinin şarkılarını dinleyen insanların da “bu çok etkileyici!” dediğini duymak istiyorum. Grubumuz, Coldrain ve ONE OK ROCK’la bir arada olacağımız bir yurtdışı tur yapsa harika olurdu. Eğer 3-4 bin kapasiteli bir yerde biletleri tükenen bir konser yapabilsek bu, insanların Japonya’ya bakışını da değiştirirdi. Japonya’nın dikkat çekmesi demek yabancı daha fazla grubun buraya gelmek istemesi demek. 

Taka : Hi-STANDARD, Blink-182’yi Japonya’ya getirmek için benzer bir çalışma yaptı. Muhteşemdi; aslında grupların bunu yapması gerekir. Onların adımlarını aynen kopyalama niyetim yok, ama mücadelelerini devam ettirmek istiyorum.

Ken : Hi-STANDARD için Blink-182’yi getirmenin büyük anlamı vardı, çünkü müziklerinde onlardan ilham almışlar. Biz de etkilendiğimiz grupları davet edebiliriz belki.

── Ne gibi?

Ken : The Prodigy.

Taka : Muhteşem bir gruptur!

Ken : Makuhari Messe gibi büyük bir sahnede katılımcı listesinde adının olması ilginç olurdu. Oradaki bir konsere The Prodigy’i getirsek seyirci şaşkına dönerdi. Büyümekte olan gruplardan Bring Me The Horrizon’u da davet etmek isterdim. Ama sadece üçümüz olsak da önemsemeyiz. Japonya’da yabancı grupların konserlerinde yer alsak da, Japonlar bizim sadece açılış grubu, yan grup olduğumuzu düşünürdü. Böyle varsayımları ortadan kaldırmak istiyorum ve eğer kendi grup turumuzu yapabilirsek bunu sağlayabiliriz.

Taka : Ben Rammstein’ı isterdim. (*Alman metal grup)

── Yani Rammstein mı dinliyorsun……!

Ken : Bunun şakası yok! Ama üçlü tur yapmak için bizim gruplarla uyumlu olmazdı herhalde (gülüyor).

Taka : İmkanı yok, eh (gülüyor) Rammstein’ı Japonya’ya getirmek çok uğraştırır.

Ken : Biz tüm o zorlu aşamaları aşana kadar onları getiremeyiz. 

Taka : Bir yolunu buluruz nasılsa (gülüyor).

Ken : Tamam o zaman, hadi yapalım! (gülüyor)

Taka : Kesinlikle çok ilginç olurdu. Bu iyi katılımcı listesiyle her yaştan dinleyici eğlenirdi. 

Ken : İnsanlar da bizim en sevdiğimiz batı gruplarını dinlemek isterdi herhalde. Rammstein mesela, hem sanatsal olarak hem dünyaya bakışını görerek zevk alacağın bir gruptur. Punk rock ruhundan keyif alacağın ve kendini kaybedeceğin bir konser güzeldir, ama farklı perspektiflere sahip müzikten de zevk almak mümkündür. Umarım herkes farklı müziklere de şans verir.

── İnsanlar Batı veya Japon diye ayırt etmeden her tür müziğe hakkını verse harika olurdu. 

Ken : Böyle bir ortama ihtiyacımız var bence. Batı gruplarının konseri burada nadiren oluyor ve oldukça külfetli, Japonya konserlerinin bilet fiyatları çok uçuk. İşte bu yüzden, bu eksikliği bir şekilde gidererek bir geçiş sağlamak istiyorum. 


Orj: altpress 
İng. Çeviri: Dessy @dnooriani.wordpress 
TR Çeviri: Cage @ONEOKROCK_TR

0 yorum:

Yorum Gönder