29 Ekim 2014 Çarşamba

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , , , , , ,

(ÇOK ÖNEMLİ DUYURU) 


Arkadaşlar hepinizin dikkatini bu yazıya vermenizi rica ediyoruz. Önemlidir, hem de göründüğünden fazla. 

Geçen sene Amsterdam konserine giden arkadaşımız sayesinde varlığımızı onlara duyurduk, biliyorsunuz.
Bu sene içinse şöyle bir planımız var ve yardımınız gerekiyor.
Konsere giden arkadaşımıza onlara iletmek üzere bir defter oluşturmak istiyoruz. Defter sizden gelen şeylerden oluşacak. Bunlar neler derseniz:

-İngilizce ya da Japonca mesajlarınız, yoksa 3 cümleden oluşan Türkçe mesajınız (Çevirisini biz yapacağız, şüpheniz olmasın)

-Eğer çizim yeteneğiniz varsa çizimleriniz (Ne kadar göndermek isterseniz o kadar gönderebilirsiniz)

-Photoshop, illüstrasyon, vs yeteneğiniz varsa bu tarz çalışmalarınız.

-ONE OK ROCK üyelerine ait elinizde bir şey varsa, belki odanızın duvarındaki resimleriyle, vs fotoğraflarınız.

-İsterseniz elinizde tuttuğunuz veya herhangi bir şeyin üstüne yazdığınız bir mesaj, yazı (sadece sizi seviyoruz (İngilizce veya Japonca tabi) veya sadece ONE OK ROCK, vs bile olabilir)

Kısacası, aklınıza ne gelirse. Ne göndermek isterseniz.
Türk mutfağından bir et yemeğinin fotoğrafı yanındaki mesajla Tomoya'yı kandırma girişimleriniz bile olabilir. Tamamen hayal gücünüze bıraktık. OORer her zaman deli hayal gücüne sahiptir, unutmayın!

Defterin önünde özel bir kapak olacak ve kapakta CD koyma yeri olacak. Evet, bir video da oluşturacağız. Yine yukarıda saydığımız örnekler gibi kısa videolar çekip bize ulaştırabilirsiniz.

Video konusunda bilmeniz gereken şey:
Gönderdiğiniz görüntüler hiçbir yerde yayınlanmayacak. Sadece Han, Zei ve Cage adminler olarak üçümüz göreceğiz. Rahat olun. Ve tabi bir de ONE OK ROCK ki asıl görmesi gereken kişiler. 

-Videolarınızın 1,5 dakikayı geçmemesi daha sağlıklı olur.
-Görüntü ve ses net olmalı ki anlaşılabilsin.
-Telefon çekimlerinde telefonu dik tutarak değil, yatay tutarak çekim yapılmalı.

Peki, bize bunları nasıl ulaştıracaksınız;

-Facebook sayfa mesajlarımızdan ya da sayfamızı etiketleyerek
-Twitter hesabımızdan: https://twitter.com/ONEOKROCK_TR
-veya mail yoluyla: oneokrockturkey@gmail.com

Paylaşımınızı gönderirken isim veya kullandığınız bir mahlas (nick) eklemeyi unutmayın!!

Konserde kendilerine iletilecek. Aynı zamanda şirketlerine de gönderilecektir.

Defter matbaa baskısna gideceğinden ve fazla zamanımız kalmadığından önümüzde kısa bir süre var. Çalışmalarınızı 14 Kasım 2014 gece 24:00'e kadar en geç göndermeniz gerekmektedir.

Herkese şimdiden yardımları için teşekkürler! Bu seneki turlarında da Türkiye'yi akıllarına hep birlikte kazıyalım!! Hepinizden büyük bir destek bekliyoruz! 

3 Ağustos 2014 Pazar

Yazar OOR Turkey | Kategori : ,

"Düşünüyordum da,
grubumuzun tarzı sadece etkileyici şeyler yapmak değildi.
Çünkü biz hayattan beslenerek birşeyler üreten, müzik yapan ve ileri adımlar atan bir grup olmak istedik."


■ Bir süredir görüşmemiştik. Son zamanlarda imajınız "yurtdışındaki hayranlarına çoooook fazla zaman ayıran grup" halini aldı. Peki aslında nasıl gidiyor?

Taka (Vo) : Dinlenme fırsatı olduğunda Japonya'daydım. Yani Amerika'dayken stüdyoda kayıt yapmak istiyordum. Hedefimiz olan yeri bulduğumuzda ona doğru gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. 

■ Ekim'den Aralık'a kadar süren dünya turunuzu konu alan belgesel filminiz “Fool Cool Rock!”ı izledim. Yani aslında Amerika'ya kayıt için yılın başında mı gittiniz?  

Toru (G) : Evet, başlangıçta Ocak'tan itibaren 3 aylığına ordaydık. 

■ Amerika'ya gitmeden önce nasıl hazırlıklar yaptınız? 

Tomoya (Bt) : Öncelikle hazır olmamız için konuşmamız gerekiyordu. "Hadi motive olalım ve yapalım şunu" tarzı şeyler (gülüyor). 

Toru : Evet, öyle yaptık. İlk tecrübemiz orda bizi bekliyordu. 

■ Yani 3 aylık bu aktivite aynı zamanda kaydı da kapsıyordu. 

Toru : Doğru. İlk defa karşılaşacağımız çok fazla şey vardı. Bu yüzden nasıl ilerleyeceğimiz ve bu ülkede iyi işler ortaya çıkarmamız üstüne konuştuk. Oraya gidiyorsak kesinlikle iyi birşeyler yapmak gerektiği konusunda hemfikirdik. Böylece oraya diğer şeylere kafa yormamaya odaklanarak gittik, etrafa uyum sağladık, orda geçirdiğimiz zamandan keyif aldık ve müzik yaptık. Bence oldukça iyi gitti. 

■ Son röportajımızda geçen senenin Ağustos sayısının kapak hikayesi için konuşmuştuk. Tam o gün Taka ve Toru'nun Tomoya ve Ryota'nın birlikte yaptığı şarkıyı ilk defa dinlediği gündü. 

Taka : Öyle mi?

■ Evet. Bu o zamandan beri şarkılar yaptığınız anlamına geliyor. Peki bundan, bu single için olan şarkıları daha o zamandan hazırladığınız anlamını mı çıkarmalıyız? 

Taka : Sanırım o ikinci şarkıydı. İlk şarkının yapımına Ocak ayında Amerika'dayken ön prodüksiyon aşamasıyla birlikte başlamıştık bile. Tabi ki diğer 100 şarkıyla birlikte onun da demosunu çok önceden hazırlamıştık. Seçilen demo şarkılarımızı beraberimizde Amerika'ya götürdük ve John Feldmann'la birlikte tamamladık. (John Feldmann aynı zamanda JinseixBoku= albümündeki hemen hemen tüm şarkıların mixing'inden sorumlu Amerika'lı yapımcı). Ve bu Mighty Long Fall şarkısı, aslında ilk başta Toru tarafından yazıldı. Bu şarkıyla devam etmek istediğimize karar verdiğimizde bizi uğraştırdı. Böylece son halini aldığında ilk halinden farklı bir şarkıya dönüştü.

■ Seçilen ilk yeni şarkı Toru tarafından getirildi yani. 

Taka : Yapmaya karar verdiğimizde John Feldmann'la toplantılarımız oldu. Bu toplantılarda değiştirmeye başladık ve farklı bir şarkı olarak sonlandı. (gülüyor) 

■ (Gülüyor) Bu aynı, sonunda doğduğundan tamamen farklı bir hale gelen bir bebek yapmaya benzemiyor mu? 

Toru : Doğru (gülüyor). Farklı bir yöne doğru ilerlememize rağmen ortaya başarılı birşeyler çıkacağına dair içimde bir his vardı. John'a da güveniyordum, çünkü onda açıkça gördüğümüz bir çok şey vardı. Bu yüzden ilerlediğimiz o yönde hiç endişe duymadım. Herşey standart üstüydü ve hızlıydı. Açıkçası şarkının demo aşamasındaki haline de çok takılı kalmamıştım... Aksine, göz önüne alınması gereken yapılacak ilk şey herkesle birlikte şarkıdan keyif almaktı.


Çeviri: Cage @ONEOKROCK_TR
İngilizceye Çeviren: dnooriani.wordpress.com
Orjinali: MUSICA

4 Temmuz 2014 Cuma

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , ,
Tomoya blogu güncelledi!! Tam da beklediğim gibi. Hemen çevirisi de sizlerle!! 

2014.06.28 Warped Tour


Son zamanlarda görüşüm bulanıklaştı gibi hissediyorum.
Kan basıncım düşer oldu. Ben Tomoya!

Güncellemeyeli oldu biraz!
Millet, uzun zaman olmuştu.

Biraz bizden bahsedeyim, bir süredir Warped Tur'una devam ediyoruz. Günümüz otobüsümüzde takılarak ve gün be gün güneşlenerek geçiyor.

Fiziksel olarak yorulduğumuz günler de var ama şimdi dibine kadar eğleniyoruz.

Arabayla var→uyan→ne zaman çalacağımızı öğren (ki bunu son güne kadar bilemiyoruz! Ne gerginlik verici ama!) → performans sergile→ otobüsle takılmaya devam..

İşte tam böyle!
Açık havada olduğu için de her gün tam bir festival.

Birden çok sahne de var. Çeşit çeşit de gıda arabaları.

Farklı grupları izlemeye gittik, hep beraber geceleyin barbekü yaptık, performans sergilemenin yanında da eğlendik yani. Ve hepsinden öte bu bize motivasyon sağladı.

Çok havalı gruplar ve bateristler var.
Daha çok çalışmalıyım!!

Warped Tur'un dönüm noktasını geçtik, bugün benim doğum günümdü.
27sinde, 27 yaşındayım.
Çok bariz bu gün tüm doğum günlerimi solladı. Altın doğum günü gibi.
Herkese çok minnettarım. Teşekkür ederim.
Umarım bu yıl tam bir altın yıl olur!





kaynak: http://oneokrock.amuseblog.jp/

3 Temmuz 2014 Perşembe

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , , , ,
Merhaba OORers! Vans Warped Tour esnasında yaptıkları röportajları burada bulabilirsiniz. Sizin için kısa kısa anlattık. :)

Genel itibariyle grubun çıkışı hakkında bir video.


Taka ve Ryota'nın soruları cevapladığı bir röportaj. Kendilerini tanıtıp soruları cevaplamaya başlıyorlar. Müzik tarzlarını Japanese EMO olarak tanımlıyorlar. İlk tanıştıkları zamandan bahsediyorlar kısa kısa.

Şarkı sözlerini kim yazıyor? Neyden esinleniyor? sorusuna Taka cevap veriyor. 
"Ben yazıyorum ve hep aynı şeyden bahsediyorum aslında, 'hiçbir zaman vaz geçme'"
Japonya'ya gelen birisine ne tavsiye edersiniz sorusuna ise 
şöyle yanıt veriyor Ryota; sushi, ramen, oyun merkezi. :)

Ve bir de elemanlar Las Vegas'tayken bir radyo kaydı var onu da buradan dinleyebilirsiniz! 


Kendilerini tanıtıp başlıyorlar konuşmaya. 
Japonya'nın neresindensiniz? İçinden mi? Sorusuyla başlıyoruz. 
Taka Tokyo, Ryota Osaka'dan.

Japon müzik kültürü ve Amerikan müzik kültüründen bahsediliyor.
Grubun EMO oluşuna değinilip kaç albümleri olduğuna geliyor konu. 
6 albüm, dile kolay. 6 enfes albüm. 7.si de yolda!! :D

Yeni albümde John Feldmann farkı olacak havasında anlatıyor Taka. Biz de bekliyoruz heyecanla!

Taka'nın kim daha çılgın Amerikanlar mı Japonlar veya diğer ülkedekiler mi sorusuna 'her ikisi de' cevabı vermesi İYİYDİ! Hiç sevmem karşılaştırma sorularını. :)

Ryota'nın arkadaş canlılığını da görüyoruz bolca. 

En sevdikleri anime soruluyor. 
Cevaplar şöyle; Ryota: Dragon Ball Z, Taka: One Piece. ^_^


Bu röportajı pek sevdik, yeni albüm üzerine. :)
Bol bol BBQ yapıp muhabbet etmişler. Ryota İngilizcesini geliştirmiş. 
Sevdikleri gruplardan bahsediyorlar ve yine hayranların karşılaştırılması. 
John abileri geliyor diye de pek bir heyecanlılar doğrusu.

Albümün diğerlerinden farklı olacağını ve OOR'ın en iyi albümü olacağını söylüyor Taka! 
Merakla bekliyoruz o albümü biz! 


Rock Hard'ın yaptığı röportaj ise rahatınız yerinde mi, afiyette misiniz muhabbetiyle başlıyor. 
Taka'nın vaz geçilmez 'i'm excited' sözüyle devam ediyor.

Yalnız çok yorgun görünüyor Taka burada. Ryota yine kımıl kımıl.
Dikkatini çekiyor adamın, çok ilginçsin senden bir şeyler duymak istiyorum diyor. 
Söyle bakalım, neden sizi tanımalılar?
Ryota aslında; gelin hep beraber güzel müziğin tadını çıkarıp eğlenelim demek istiyor ama 
biraz hırpalıyor kendini. :)


Her zamanki gibi grubun kısa bir tanıtımı, 9 yıl önce tanışmalarından bahsediyorlar. 
Taka soruları cevaplarken Ryota'nın garip hallerine bakmaktan kendini alamıyor insan. Alemsin Ryota :D

Japon tarihinden esinlendiniz mi? sorusuna 
Taka çok şey barındıran havalı bir ülke diye anlatıyor Japonya'yı.

Filedelfiya, LA ve NY'ta daha önce bulunduklarına değiniyorlar.

Grup olarak amaçlarını ise insanların önünde performans sergilemek olarak ifade ediyorlar.

Japonlar biraz olsun utangaç olarak tanımlıyor Taka. Amerikanlar öyle değil. Eh yani :D


Gayet canlı bir röportajla devam ediyoruz! 
Bryan Japonca selamlıyor elemanları. Yalnız 'sugoi' dedikten sonra bile ne diyorum ben de bilmiyorum diyor. O da güzel tabi. 

Sorulara gelecek olursak;
Bryan: Tüm tur boyunca en hoş görünen adamlar olmak nasıl bir duygu? Gerçekten çok hoşsunuz, ateş gibi.
Soruyu hava durumundaki 'hot' ile karıştıran Taka. :D
Ryota sonradan anlıyor soruyu ve cevap olarak; doğallık diyor. Tişörtsüz. :)

Kadınları bol bol sevdiklerine değiniyorlar. Anladık, tamam. Kadınları seviyorsunuz.

Korktukları şeylerden bahsederken; Ryota kurtçuklardan korktuğunu söylüyor. 
Üstüne bir sürü atasım geldi. :D

Sevdikleri grupların çoğu Amerikan olduğunu söylüyor Taka, müziğimizde de var diyor.

Üç kelime ile Taka'ya iltifat etsen Ryota; hoş adam, güzel, çok manyak herif!
Üç olumsuz şey; tuhaf, kokuyor.. :P
Taka Ryota için; cidden aptal. Bu kadar. 

Bu grupta olmasaydın ne olurdu sorusuna Ryota'dan yanıt: hiphop dansı. Tuhaf bir dans gerçekleşiyor.. 

Evcil hayvan olarak ne isterdiniz? Ben kaplan istedim.
Ryota: Ben köpek isterdim, büyük çok büyük.
Taka: Belki, aslan.
(Evcil hayvan, evet. Aslan süper olur evde.)

Ve selfie çekimleri. :D
Nasıl duruş o haller!!

İlk öpücüğünüz nasıldı?
Taka: Tatlıydı, çilek gibi tadı vardı.
Ryota: Baharatlıydı, acılı. 
Bryan: Meksika yemeği mi yemişti kız? :D

26 Haziran 2014 Perşembe

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , , , , , , , , ,
Kaldığımız yerden devam! ^_^

-Filmde yabancı hayranların Japoncayı anladığı kısımlar var. Coşkuları açısından bu durumu etkileyici buldum, Japonya’da canlı yayın izlemekle farkı yokmuş gibiydi.

Taka: Alandaki atmosfer ve his oldukça farklıydı. Olduğumuz yerden çıkıp sahnede durduğumda şunu düşündüm; ‘Burası cidden Japonya değil’. Yalnız canlı performansımız sırasında tüm kitle şarkılarımızı ezberlemişti ve dördümüz de her zamanki gibi elimizden geleni yaptık ve tutkularında fark yoktu. Ayrıca ortamın müthiş olduğunu düşündük.

-Paris’te ekipman sıkıntısından dolayı konserin ertelenmesi ve Malezya’da ise mekan sahibinin grubun hatası olmasa da sinirli olması. Japonya’da hiç tecrübe etmediğiniz sıkıntılar bunlar, filmde de yayınlandı.

Taka: Doğru. Bu tip durumlar tamamen başka şeylerdi. Biraz gruptan bahsedecek olursak, soğuk algınlığına tutulmayalım diye tüm gücümüzle sanki ‘asla üşütmeyecek bir beden yaratıyoruz’ gibi hissettik. Bu yüzden ‘eğer böyle olursa performans sergileyemeyiz’ şeklinde düşüncemiz olmadı, 'umursama' demeyi tercih ettik. Biz de elimize enstrümanlarımızı tutabileceğimiz kadar, performansımı sergileyeceğimiz bir durumu oluşturmak istedik; ‘Evet, işte gitar! İşte bas gitar! İşte bateri! İşte mikrofon!’

-Yani diyorsun ki, aynı dış ülke tecrübesi yaşayan diğer gruplar gibi, bu dayanıklılığınız olmazsa uluslar arası tur düzenleyemezdiniz. Bu tur boyunca ciddi manada dokunaklı anlar oldu mu?

Taka: Beklendiği gibi kitlenin arasında bir sürü sarışın kız görünce heyecanım tavan yaptı! (:D)

Ryota: Bir sürü hoş kız, değil mi?

-Ve sahneye de iç çamaşırları fırlattılar. (:D)

Taka: Sona doğru çoğu öyle yaptı. Böyle bir hayata doğduğum için minnettarım.  (:D)

Toru: Ama Endonezya, Jakarta’da konser için üstünkörü kıyafetlerimiz vardı. Sıcak sanki yazın ortasındaymışız gibiydi, soyunma odamız da dışarıdaydı ayrıca. Yalnız otele döndüğümüzde odalarımızın klimasından dolayı da kendimizi kışın ortasında buluyorduk. (:D) Buna rağmen konser sırasında performans sergilerken yer sanki göçecekmiş gibiydi.  ‘Şunu düzeltecek bir şey yapsalar’ diye düşünmekten allak bullak olmuştum. Hiçbir şey yapamadık çünkü performansın ortasındaydık ama bir şarkı sırasında görevlilerden birisini çağırdım ve ‘Sahneyle ilgili bir şeyler yapabilir misiniz? Cidden çökeceğini düşünüyorum’ dedim.  Sonra biz şarkıya devam ederken sahnenin altına girip takviye yerleştirdiler. (:D)

Tomoya: Otobüste hareket etmek zor olacak diye düşünmüştüm ama beklenmedik bir şekilde eğlenceli geçti. Banyo yapacak vaktimiz olmadı, biz de sırayla duş aldık. Ardından otobüse döndük, otobüste yataklar vardı ve çok rahattı.

Taka: Teknik olarak sen her yerde uyursun zaten, bir tek otobüsteki yatakta değil. (:D)

Tomoya: (:D) Uyumazsam turu nasıl tamamlarım.

Taka:  Aslında kendisi uçak daha havalanmadan uykuya geçebilen türden bir adam. (:D)

-Bence uzun bir turdaysanız uyku çok önemli. Peki, geçen yıl Avrupa ve Asya turlarınızdan ne tür bir etki topladınız?

Taka:  Hissettim ki küçük de olsa bir adım atıyoruz. Ana taşlarımızı değiştiriyor değildik. Farklı ülkeleri ziyaret ettikçe atmosferin de nasıl değiştiğini anlayacaktık. Bu tecrübeler doğrultusunda bizi şarkı yazmaya iten fikirlerimizin, ilhamlarımızın değişimlerinin dibini görecektik. Bu yılın başından beri, konser için NY ve LA’de bulunduk. Dahası, Mayıs’tan itibaren Toronto ve Kuzey Amerika’da olacağız.  Oldukça ilginç ve etkileyici ve inanıyorum ki bu tur boyunca bir çok şey kazanacağız, öğreneceğiz. Bir süredir Japonya’da canlı performans sergilememiş olmaktan dolayı biraz üzgün hissediyorum ama yine de gerçekleştirecek hayallerimiz var. Esaslı bir tecrübe için, hayallerimizi gerçeğe dönüştürebilmek için düşüncelerimizi harekete geçirmezsek rahatlamayacak bir grubuz. (:D) Japonya'daki hayranlardan biraz daha beklemelerini istiyoruz, anlaştık mı?

-Eveet, Amerika cidden büyük bir kıta, değil mi?


Ryota: Tanıdıklarım bana Amerika’nın çok zor bir yer olduğunu söylemişti. Bu yüzden tüm üyeler spor salonuna mekik dokuyor. Yani dayanma gücümüzü artırıyoruz çünkü her türlü hazırlığımızla bu zorluklara göğüs germek istiyoruz.

*OORer'dan OORer'a :)

16 Haziran 2014 Pazartesi

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , , , , , , ,
Merhaba OORer kafilesi!! Flying Postman yayınlarının yaptığı röportajın ilk kısmını sizinle paylaşıyoruz! Sorulara verilen aklı başında cevaplar bizi daha çok ONE OK ROCK'a bağlıyor. İyi okumalar! ^_^


Son zamanlarda popülerliği yabancılar arasında dahi, hızla artan ONE OK ROCK işte burada! Geçen sonbaharda Paris’te başlayıp tüm ay boyunca süren, 11 ülkede ve 12 farklı mekânda ilk Avrupa ve Asya turlarını yapmış oldular. Onların bu adımlarını izleyen ilk ‘Belgesel Film’leri (FOOL COOL ROCK) şu aralarda tiyatrolarda dönmekte. Japonca ve yabancı sanatkarların kliplerini ve Samuray-Kurgu tarzında filmler çeken ve ayrıca bahsedilen belgesel filmin yönetmenliğini üstlenen Nakano Hiroyuki’nin gözünden.. ONE OK ROCK ne tür bir grup?

-Bildiğim kadarıyla ONE OK ROCK’ın ilk yurt dışı konseri 2011’de Güney Kore’deydi. Yalnız yurt dışına gitme arzusu her daim sürdü, değil mi?

Taka: Tam da öyle. Grubun oluştuğu zamana dönersek, NY’a şirketten habersiz bilet almış ve gitmiştim. Grubumuzun hislerinin kapasitesini göz önüne alırsak, faaliyetlerimizi Japonya’yla sınırlamak mantıksız olur diye düşünmekteydim.

-Bu yılın başından beri süren Amerika turunuzun peşinden geldiği Avrupa ve Asya turunuz hakkında konuşacak olursak; bu süreç içinde yurt dışına çıkma motivasyonunuz nasıldı?

Taka: ‘Haydi, yurt dışına çıkalım!’ şeklinde özel bir niyetimiz yoktu. Grubun yol kat etmesinden bahsediyorsak, grubu kurduktan sonra bizim için önemli olanların başında ‘kendi sesimizi oluşturabilme’ vardı, canlı performans sergileyebilmekti sonra da. Sonrasında da ilgi arttıkça canlı performans için uzak yerlere gitmek neden olmasın dedik. Bir nevi, ulaşabildiğimizin ötesine gitmek istedik.

-FOOL COOL ROCK! ONE OK ROCK DOCUMENTARY FILM geçen sene gerçekleştirdiğiniz Avrupa ve Asya turlarınızın tamamını içeren bir belgesel film. Peki, Paris’teki performansınızın ilk gününde ne hissettiniz?

Taka: Duydum ki biletlerimiz satılmış, ama insanlar cidden gelecekler duygusuna kapılmadım. Bu yüzden sanki bir etkinlikte performans sergileyecekmişiz gibi hissettik. Tam aksine, perdeleri aralama şansını yakaladığımızda, hayranların konserden 2 gün önce çoktan sıraya girdiğini gördük. O sahneyi gördüğümüzde çok şaşırdık bir o kadar da mutlu olduk.

-Emin olmak için soruyorum, ONE OK ROCK müziğini henüz yurt dışında yayınlamadı, değil mi?

Toru: Doğru. Japonya dışında yayınlama yapmadık ama millet bizim müziğimizi Youtube veya İnternet aracılığıyla buldu. Böylece ilgilerini çektik ve bizi canlı izlemeye geldiler.

Taka: Tabi ki eğer teklilerimizi veya albümlerimizi yurt dışında yayınlasaydık durum daha farklı olurdu. Yine de, bu alanda, CDlerimizi uluslar arası yayınlamak onların satılacağı anlamına gelmiyor. Youtube ve İnternet her şeyin merkezi haline geldi.  Şunun farkındayız ki; illa ki bir dil engeli olacak, bazı insanlar sözler İngilizce değilse bir anlamı yok diye düşünebilir. Tam aksine, bence Japonca’da Japonca ruhu var. Kim ne derse desin biz Japon’uz. ‘Tam bir batı müziği oldu bu şarkı!’ desek de, yabancılar onu dinlediğinde kulağa farklı geldiğini görecek. Bunda bir denge var. Eğer durum müsait olursa da esnek, havali bir grup olmak isteriz.

-Youtube’a yüklediğiniz bazı video klipleriniz 20.000.000 izlenmeden aşağı değil. Bunun yanında yorum bölümüne tüm dünyadan yorumlar da yazılıyor. Yurt dışı aktiviteleriniz doğrultusunda bu olumlu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Taka: Doğruyu söylemek gerekirse, pek bir şey diyemem. Motivasyonumuz açısından genelde ‘Yurt dışında başarılı olmak istiyorum’dan ziyade ‘Yurt dışında iyi işler çıkarabiliriz!’ dedik. Daha çok ‘Yabancılar şarkılarımızı dinlediklerinde ne hissederler acaba?’ düşündük. Bununla beraber, zihnimizdekilerle şarkıları oluşturduk ve insanların cevapları da şarkılardan doğdu. Bu cevap, bize göre, en önemli şeydi ve yurt dışındaki insanlara müziğimizi neden iletmeye çalıştığımızın ana nedeniydi bence.

-Yabancıların çoğunun Taka’nın İngilizcesi yerli seviyesinde dediğini gördüm ve sen de şarkı sözlerini çok naif telaffuz etmeyi başardın.

Taka: Bildiğiniz mucize. Cidden yerli İngilizcesine sahip değilim. Yurt dışında kayıt yaparken telaffuzumu düzelttim, çünkü şahsen hâlâ kötü olduğumu düşünüyorum.  Yani, hep Batı müziğini sevmişimdir. Pek de bir şey sayılmam, çalışan herkesin yapabileceği bir seviye bence.


* Devamı çok yakında!! 

23 Şubat 2014 Pazar

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , , , , ,
LA ve NY konserlerinin ardından Tomoya blogu güncelledi! Bir kaç satır kelam etmiş madem biz de sizlerle paylaşalım!

CROSS X BEATS* çok eğlenceli! Oynarken kulaklık takmalısınız! Ben Tomoya!

Selam millet! Nasılsınız? Geç güncellediğim için özür dilerim!
Bildiğiniz gibi senenin başından beri şarkı yazıyor, besteliyor ve kayıt yapıyoruz. Her günümüz ayrı dolu!

İşte öyle.. Birkaç gün önce NY ve LA'da canlı performans sergiledik. Amerika'daki ilk canlı performansımızdı ve geçen yıldan sonraki ilk buluşmamız (geçen yıl dediği 2013). Ayrıca çok gerilmiştim ama o anı yaşamaktan mutluluk duydum.
En iyi zamanlarımızdan biriydi diyebilirim.
Özellikle NY'ta gelenlerin bizimle olan uyumu son zamanların en iyisiydi!

Bizi görmeye gelen herkese..
Cidden.. çok teşekkür ediyoruz!

Hâlâ kayıt yapıyoruz, bir sürü yeni ve kaçık şarkılar üretiyoruz!
Dönüşümüzü dört gözle bekleyin!!

Tomoya.

*CROSS X BEATS Japonya'da geçen sene piyasaya sürülen akıllı telefon oyunu. Müzikle oynanıyor, birkaç videosunu izlemiştim.