4 Mart 2016 Cuma

Yazar CG | Kategori : , , ,

Paris sahnelerinden birkaç saat önce RockUrLife olarak ONE OK ROCK’ın vokali Taka ile bir röportaj için tanışma şansı yakaladık.

-Merhaba, sahnenize birkaç saat kala nasılsın? Neler hissediyorsun?

Taka: İyiyim, oldukça heyecan duyuyorum.

-Paris’teki son sahnenizin üstünden nerdeyse 1 yıl geçti.

Taka: Kesinlikle.

-Batachlan dahil, son yaşanan olaylardan sonra buraya geri dönmek nasıl hissettirdi? Buna nasıl tepki göstermek istedin?

Taka: Evet, kesinlikle. Haberleri gördüğümde Japonya’daydım, şok olmuştum ve olanlar için büyük üzüntü duydum. Korkunç bir şey. Ama tüm olanlardan sonra buraya geri döndük, bu şehir, bu insanlar için bunu yapmalıydık. Pop müzikte, rock müzikte inanmak gerekir ve bu yüzden buradayız ve korkmuyoruz. Müziği paylaşmalı, insanlara onunla ulaşmalı, gürültü yapmalıyız ve seyircilere pes etmemelerini, sağlam durmalarını ve devam etmelerini söylemek istiyorum! Olaylara göstermek istediğim tepki bu.

-Yeni albümünüzün adı 35xxxv. Bu ismin arkasındaki hikaye nedir?

Taka: Albümün kaydı için Amerika’ya gittiğimizde şanslı bir sayı gibi ortaya çıktı. Bu sayıyla farklı durumlarda çok sık karşılaştık ve bu albümde bize şans getirmesi için bu adı seçmeye karar verdik. Çok önemli bir şey değil, sadece böyle oldu.

-Bize bu albümden biraz daha bahseder misin? Genel bir mesajı var mı?

Taka: Evet, kaydına geçen sene Los Angeles’da başladık, bu bizim 7. albümümüz ve bu senenin 11 Şubat’ında yayınlandı. İçerdiği mesaj her zamankiyle aynı. Her zaman aynı şey: asla pes etme, hayallerinin peşinden gitmeye devam et, tarzı şeyler. Bu konular önemli, bu yüzden böyle mesajlar paylaşmaya devam ediyoruz.

-Son şarkılarınız alışılmıştan farklı olarak daha pop (örneğin ‘Et Cetera’ , ‘Keep It Real’a kıyasla) ve İngilizce sözleriyle daha Amerikan. Neden böyle bir tercih yaptınız?

Taka: Amerikalı seyircilere ulaşmak zorundaydık ve bu önemli. Ama bazı zamanlar vardır ki devam etmen gerekir ve İngilizceyi denemek, İngilizce şarkı söylemek de var. Şu anda yapmak istediğim şey bu. Daha az Japonca, daha çok İngilizce söylemek ve dünyaya açılmak.

-Japon müziğinin yurt dışına yayılmasıyla ilgili neler düşünüyorsun? Bugünlerdeki Japon müzik endüstrisi hakkında?

Taka: Bence Japon müzik sahnesi tükenmek üzere. Çünkü çok fazla cihaz kullanılan bir müzik var, gerçek müzik yok bence. İyi müzisyenler yok demiyorum. Bazıları muhteşem ve yetenekli, ama çok fazla himaye ediliyorlar. Kendilerini saklıyorlar, kendilerini koruyorlar ve derinlerdeki kendilerini müzikle ifade etmeye izin vermiyorlar. Bu yüzden “gerçek müzik” değil diyorum. Ayrıca sorun şu ki, Amerikalılara veya diğer ülkelere “Japonya hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorduğunuzda genelde cevap direkt suşi, dergiler oluyor, ama müzik olmuyor. Ve asıl sorun bu. Bu yüzden dünyayı gezmek, turlara çıkmak ve insanlara gerçek Japon müziğiyle ulaşmak istiyorum, bunun için İngilizce söylememiz gerekse bile.

-Ama dedin ki Japon sanatçılar içinde yetenekli müzisyenler de var. Eleştirilerinin dışında kalan dinlediğin hiç Japon grup var mı?

Taka: Evet, elbette! Maximum The Hormone’u biliyor musun?

-Evet, tabi ki.

Taka: Ayrıca Crossfaith, Coldrain var ve bazen Jpop, idoller de hoşuma gidiyor, her zaman ve her şey değil ama bazen, sadece biraz.

-Coldrain, Crossfaith ve hatta SiM’den bahsedersek, onlarla oldukça yakınsın ve gerçek bir dostluk kurmuşsunuz gibi görünüyor.

Taka: Evet, o çocuklar benim için gerçek arkadaşlar, gerçek bir dostluk. Japonya’daki son tur sırasında SiM ve tabi ki Coldrain, ayrıca Fear and Loathing in Las vegas ile birlikte tur yaptık ve o turda bizimle olan daha birçok grup vardı. Çok eğlenceliydi!



-İnsani görüşü bir tarafa bırakırsak birbirinize müzik konusunda yardım ediyor musunuz? Yeni fikirler paylaşmak, tavsiye vermek gibi?

Taka: Evet, tabi ki! Sık sık birbirimize yardım ederiz.

-Ne tür tavsiyeler veriyorsunuz? Sana nasıl bir hususla geliyorlar? Diğer gruplardan nasıl farklı oluyorlar?

Taka: Sanırım tamamen Avrupa ve Amerika müziğine odaklandıkları için bence. SiM açısından bilmiyorum. Ama Coldrain ve Crossfaith tamamen Avrupa ve Amerika müziğine odaklı. Japon popu veya Japon müziği tarzı şeyler çalmıyorlar ve bence fark burada. Ve biz bir tür Jpop yapıyoruz, ama jam’le dolu bir tür Amerika ve Avrupa tarzına sahip ve bence bu aynı.

-Aynı derken Amerikan etkisinden mi bahsediyorsun yoksa Coldrain de bir tür Jpop mu yapıyor demek istiyorsun?

Taka: Coldrain’in pop olduğunu mu düşünüyorsun?

-Kesinlikle hayır, bu yüzden tekrar sormak istedim.

Taka: (Gülüyor) Hayır, haklısın, pop müzik yapmıyorlar, onlar kesinlikle daha tutkulu! Güçlü bir müzikleri var.

-Diğer sanatçılardan bahsedelim. Son zamanlarda Chrissy Costanza, Kellin Queen, Taylor Carter gibi müzisyenlerle düetler yaptın. Bu ortak çalışmalar sana ne kattı? Bir şekilde sana etkileri oldu mu?

Taka: Evet, hepsi çok iyi insanlar ve iyi müzisyenler. Mesela Chrissy gibi, onu ilk duyduğumda ve Dreaming Alone’u söylerken “Vay, bu şarkı çok iyi!” diye düşündüm, böylece beraber çalışmaya başladık ve birbirimize yardımcı olduk. Onunla çalmayı ve diğer şarkıcılarla birlikte şarkı söylemeyi seviyorum. Her zaman geri dönüşü oluyor.

-Çalışmak istediğin başka sanatçılar da var mı?

Taka: Belki yeni albüm için daha çok Japon gruplarla birlikte çalışmak isterim, mesela Coldrain, Crossfaith, SiM gibi. Bir yolunu bulacağız ama şu an kesin bir şey yok.

-“Heartache” şarkın son “Rurouni Kenshin: The Legend Ends” filminde kullanıldı ve öncesinde “Captain Harlock” için de şarkı yaptın.

Taka: Sanırım evet. Aslında pek hatırlamıyorum (gülüyor). Ama sanırım evet, böyle bir şey yaptık büyük ihtimalle!

-Daha çok açılış ve kapanış müzikleri yapma dileğin var mı?

Taka: Evet, evet! Ama aslında çok da önemli değil. Bizden hoşlanırlarsa şarkılarımızı kesinlikle kullanabilirler! Bu çok hoş, harika bir şey. Ama istemezlerse de sorun olmaz. Bizim için daha önemlisi turlara çıkabilmek, seyircilerimizin önünde konser verebilmek. Diğer şeyleri pek önemsemiyoruz. Eğer birileri parçalarımızdan birini bulup, hoşuna gidip, kullanmak isteyerek bizimle şarkılarımız için çalışmak isterse bu beni mutlu eder. Ama buna odaklanmıyoruz, sonuçta çok da önemi yok.

-Hedeflerinizden bahsedersek geçen sene “Mighty Long Fall Konseri” ile ilk defa Yokohama Stadyum’da çaldınız. Şu an yeni hedefiniz nedir?

Taka: Bilmiyorum, insanlara OOR müziğiyle ulaşmak, daha geniş seyirciye sahip olmak için dünyada daha fazla tura çıkmak istiyorum sanırım.



-Ünün gittikçe büyürken geçmişteki kariyer yolunu görüyorsun? Ve müziğe başlayıp ilerlemek isteyen birine, örneğin müzik yapan küçük kardeşine nasıl tavsiyeler verirdin?

Taka: Bazen her şey değişir ve zor hale gelir, ama vermek istediğim tavsiye, sadece yap ve devam et. Bu basit ama oldukça önemli bir şey bence. Ben her zaman bunu uyguladım ve görünüşe göre işe yarıyor.

-Gelecekteki projeleriniz neler? Gitmek istediğin bir yön var mı?

Taka: Yeni bir albüm yapmak tabi ki! Belki Şubat için.

-İyi şanslar o zaman!

Taka: Teşekkürler!

-Şu anda konser öncesi rahatlama zamanı gelmek üzere, geriye iki eğlenceli soru kaldı. İlki, iPoduna eklediğin son şarkı nedir?

Taka: Bu zor bir soru. Yanlış hatırlamıyorsam sanırım Bring Me The Horizon!

-Hangisi?

Taka: Throne sanırım!

-Sonuncusu: RockUrLife bizim medyamızın adı, hayatında en keyif veren (*rocks) şey nedir?

Taka: Bu çok zor. Ama herhalde beni mutlu eden ve hayatımı keyifli yapan şey yoğun olmak, tura çıkmak!


Röportaj: Aurélie Renault | Fotoğraf: Michela Cuccagna
Orj: RockUrLife
TR Çeviri: Cage @ONEOKROCK_TR

Bu sitedeki tüm yazı ve çeviriler facebook.com/OneOkRockTurkey sayfasına aittir.

1 yorum:

  1. Söylediği tüm grupları tek tek dinleyeceğim. inşAllah bir gün Türkiye'ye de gelir :) bu roportajın üstünden bi yıl geçmiş ama yine de umudum var. Bize en yakın ve yasaklar ülkesi İran'ı bile düşünüyolarken TÜRKİYE!! neden olmasın..... Ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil