16 Haziran 2014 Pazartesi

Yazar OOR Turkey | Kategori : , , , , , , , ,
Merhaba OORer kafilesi!! Flying Postman yayınlarının yaptığı röportajın ilk kısmını sizinle paylaşıyoruz! Sorulara verilen aklı başında cevaplar bizi daha çok ONE OK ROCK'a bağlıyor. İyi okumalar! ^_^


Son zamanlarda popülerliği yabancılar arasında dahi, hızla artan ONE OK ROCK işte burada! Geçen sonbaharda Paris’te başlayıp tüm ay boyunca süren, 11 ülkede ve 12 farklı mekânda ilk Avrupa ve Asya turlarını yapmış oldular. Onların bu adımlarını izleyen ilk ‘Belgesel Film’leri (FOOL COOL ROCK) şu aralarda tiyatrolarda dönmekte. Japonca ve yabancı sanatkarların kliplerini ve Samuray-Kurgu tarzında filmler çeken ve ayrıca bahsedilen belgesel filmin yönetmenliğini üstlenen Nakano Hiroyuki’nin gözünden.. ONE OK ROCK ne tür bir grup?

-Bildiğim kadarıyla ONE OK ROCK’ın ilk yurt dışı konseri 2011’de Güney Kore’deydi. Yalnız yurt dışına gitme arzusu her daim sürdü, değil mi?

Taka: Tam da öyle. Grubun oluştuğu zamana dönersek, NY’a şirketten habersiz bilet almış ve gitmiştim. Grubumuzun hislerinin kapasitesini göz önüne alırsak, faaliyetlerimizi Japonya’yla sınırlamak mantıksız olur diye düşünmekteydim.

-Bu yılın başından beri süren Amerika turunuzun peşinden geldiği Avrupa ve Asya turunuz hakkında konuşacak olursak; bu süreç içinde yurt dışına çıkma motivasyonunuz nasıldı?

Taka: ‘Haydi, yurt dışına çıkalım!’ şeklinde özel bir niyetimiz yoktu. Grubun yol kat etmesinden bahsediyorsak, grubu kurduktan sonra bizim için önemli olanların başında ‘kendi sesimizi oluşturabilme’ vardı, canlı performans sergileyebilmekti sonra da. Sonrasında da ilgi arttıkça canlı performans için uzak yerlere gitmek neden olmasın dedik. Bir nevi, ulaşabildiğimizin ötesine gitmek istedik.

-FOOL COOL ROCK! ONE OK ROCK DOCUMENTARY FILM geçen sene gerçekleştirdiğiniz Avrupa ve Asya turlarınızın tamamını içeren bir belgesel film. Peki, Paris’teki performansınızın ilk gününde ne hissettiniz?

Taka: Duydum ki biletlerimiz satılmış, ama insanlar cidden gelecekler duygusuna kapılmadım. Bu yüzden sanki bir etkinlikte performans sergileyecekmişiz gibi hissettik. Tam aksine, perdeleri aralama şansını yakaladığımızda, hayranların konserden 2 gün önce çoktan sıraya girdiğini gördük. O sahneyi gördüğümüzde çok şaşırdık bir o kadar da mutlu olduk.

-Emin olmak için soruyorum, ONE OK ROCK müziğini henüz yurt dışında yayınlamadı, değil mi?

Toru: Doğru. Japonya dışında yayınlama yapmadık ama millet bizim müziğimizi Youtube veya İnternet aracılığıyla buldu. Böylece ilgilerini çektik ve bizi canlı izlemeye geldiler.

Taka: Tabi ki eğer teklilerimizi veya albümlerimizi yurt dışında yayınlasaydık durum daha farklı olurdu. Yine de, bu alanda, CDlerimizi uluslar arası yayınlamak onların satılacağı anlamına gelmiyor. Youtube ve İnternet her şeyin merkezi haline geldi.  Şunun farkındayız ki; illa ki bir dil engeli olacak, bazı insanlar sözler İngilizce değilse bir anlamı yok diye düşünebilir. Tam aksine, bence Japonca’da Japonca ruhu var. Kim ne derse desin biz Japon’uz. ‘Tam bir batı müziği oldu bu şarkı!’ desek de, yabancılar onu dinlediğinde kulağa farklı geldiğini görecek. Bunda bir denge var. Eğer durum müsait olursa da esnek, havali bir grup olmak isteriz.

-Youtube’a yüklediğiniz bazı video klipleriniz 20.000.000 izlenmeden aşağı değil. Bunun yanında yorum bölümüne tüm dünyadan yorumlar da yazılıyor. Yurt dışı aktiviteleriniz doğrultusunda bu olumlu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Taka: Doğruyu söylemek gerekirse, pek bir şey diyemem. Motivasyonumuz açısından genelde ‘Yurt dışında başarılı olmak istiyorum’dan ziyade ‘Yurt dışında iyi işler çıkarabiliriz!’ dedik. Daha çok ‘Yabancılar şarkılarımızı dinlediklerinde ne hissederler acaba?’ düşündük. Bununla beraber, zihnimizdekilerle şarkıları oluşturduk ve insanların cevapları da şarkılardan doğdu. Bu cevap, bize göre, en önemli şeydi ve yurt dışındaki insanlara müziğimizi neden iletmeye çalıştığımızın ana nedeniydi bence.

-Yabancıların çoğunun Taka’nın İngilizcesi yerli seviyesinde dediğini gördüm ve sen de şarkı sözlerini çok naif telaffuz etmeyi başardın.

Taka: Bildiğiniz mucize. Cidden yerli İngilizcesine sahip değilim. Yurt dışında kayıt yaparken telaffuzumu düzelttim, çünkü şahsen hâlâ kötü olduğumu düşünüyorum.  Yani, hep Batı müziğini sevmişimdir. Pek de bir şey sayılmam, çalışan herkesin yapabileceği bir seviye bence.


* Devamı çok yakında!! 

0 yorum:

Yorum Gönder